Günlerden cuma, yine okul yolundayım. Tramvaydan inip metroya binicem. İki durak gidip incem zaten davutpaşada. Neyse iniyorum zeytinburnunda tramvaydan metroya geçiyorum. 2 dakika var bekliyorum. Sonra geliyor biniyorum. Tabii yaşayacağım maceradan habersizim. Karnıma şiddetli bi ağrı giriyor. Montum üstümde karnımı ufalıyom. Herkes bana bakıyor filan. Bok da bağırsağımın ucuna gelmiş, ishal gibi hissediyorum. Sıçmam an meselesi o derece yani. Metronun durması için içimden yalvarıyom. Son saniyeler böyle. Bişey geliyor ama ne olduğu belli değil. Ya osurcam ya sıçcam. İkisi de o durumda kötü çünkü osursam bile ishal osuruğu olduğundan kokusu dayanılmaz olcak. Mucize eseri metro durana kadar kendimi tutabildim ve hemen kendimi dışarı attım. İstasyonun girişinden olabildiğince uzaklaştım ve tuttuğum şeyin osuruk olmasını ümit ederek bıraktım. Bıraktıktan sonra 3 saniye kadar bekleyip uzaklaştım. Bir elimle karnımı ufalayarak okula koşmaya başladım. Tabii bir bacağım dizinden ameliyatlı olduğu için koşamıyordum da. Her neyse, okula vardığımda dersin bailamasına 10 dakika vardı. Ben de kantinden ıslak mendil alıp sınıdfa çıktım. 15 tane ıslak mendile 1.50₺ istiyolardı bi de orospu evlatları. Dolandıyolar resmen.
Kendimi biraz daha tutabilirdim. Ben de bunu değerlendirmeye karar verdim. Eğer ders başlamadan tuvalete gitseydim hem derse yetişemeyecektim, dolayısıyla matematik öğretmeni beni geç yazabilirdi. Hem de tuvalette başkaları da olacaktı ve beni sıçarken rahat bırakmayacaklardı. Ben de daha mantıklı bir şey yapmaya karar verdim. Derse gidecektim, ilk 10 dakika kendimi tutacaktım. Sonra karnımı biraz ufalayıp bir iki ahlayacaktım, parmak kaldırıp hocadan söz isteyecektim ve sonra fısıltıya yakın bir sesle tuvalet izni isteyecektim. Planım hazırdı, ama uygulamaya koyabilmeliydim. 2. katta olan sınıfıma çıktım. Birkaç kişiden tavsiye filan aldım, sıra arkadaşlarımla telefondan monopoly filan oynadım ve sonra matematikçi geldi. Baktım halen aynı durumdayım hatta daha kötüye gidiyorum, karnımı ufalamaya başladım. Hoca zaten benim ne yapacaüımı anlamış gibi bakmaya başladı. Ağzımı açmaya kalmadan git dedi. Ben de son hız sınıftan çıktım. Ama öyle kötüyüm ki ameliyatlı bacağıma rağmen usain bolt gibi koşuyom. 3. kata çıktım çünkü bizim katımızdaki tuvaletler öğretmenler tuvaletiydi ve 1. kattaki tuvaletlerde tuvalet kağıdı yoktu. 3. katta 9. sınıflar olduğu için çoğu kabinin kilidi kırıktı. Sadece iki kabinin kilidi vardı: baştan ikinci ve en sondaki kabinler. Baştan ikinci kabine baktım ve alaturkanın içindeki ve kenarlarındaki bokları görmemle ondan uzaklaştım. son kabin diğerine göre daha iyi görünüyordu. Tuvalet kapıdı bana yetecek olandan çok daha fazlaydı ve camın da kenarında olduğundan kokusu çabuk çıkacaktı. Kapıyı kitledim, pantolonumu indirdim ve artık hazırdım. Geriye sıçmaya başlamak için bir tek problem kalmışı ve bu en çok endişelendiğim konuydu. Bunu hiç düşünmemiştim. Bacağım ameliyatlı olduğu için alaturkaya çömemezdim. Eğer çömersem bacağım fazla katlanabilir ve içindeki dikişler kopabilirdi. Tam o anda aklıma bir fikir geldi. Çömdüğümde bir elimle musluğa tutunarak bacağımın katlanmasını engelleyebilirdim. Arada sırada da kalkıp tekrar oturarak bacağımı rahatlatabilirdim. Ama bu sefer de diğer her şey için tek elim kalıyordu fakat bunu göze almalıydım. Oturdum, bir elimle musluğa tutunarak bacağıma destek oldum, ıslak mendilimi cebimden çıkarıp peçeteliğin üstüne koydum ve diğer elimin dört parmağıyla pipimi aşağıya doğru tuttum ve serçe parmağımla biraz peçete tuttum. Zaten o anda da içimdeki her şeyi bıraktım. İşte o anda oturuşumun ne kadar kötü olduğunu anladım. Bokların birazı alaturkanın dışına taşıyordu fakat bunla şimdi ilgilenemezdim. Ayrıca koku hemen burnuma geldi. Cam kenarındaki kabine geçmekle iyi etmiştim. O arada otomatik olarak küçüğümü de bırakmaya başladım. Bacağım ağrı yapmaya başladı. O yüzden serçe parmağımdaki peçetelerle pipimi, biraz önce musluğu tuttuğum ve ayağa kalkarken boşta kalan elimle de biraz daha peçete alıp popomu tuttum. Ağrı geçince yine çömelip peçeteleri çektim. Pipimi peçeteyle tutmaya devam ettim. Çişim kalmamıştı ama büyüğümü bıraktığım için halen azar azar geliyordu. Bağırsağımda bok kalmadığından emin olduğumda yavaşça ayağa kalktım. Dikkatlice ıslak mendil paketini pipimdeki elimin boştaki parmaklarıyla kavradım. Musluktaki elimle bir ıslak mendil aldımve popomu sildim. Islak mendiller konusunda dikkatli olmalıydım çünkü elimde sadece 15 tane vardı. Birinciyi atıp ikinci bir tane çıkardım. Silip baktım. Lekeliydi. Bir tane daha çektim, sildim. Lekeliydi. Islak mendillerim çok hızlı tükeniyordu. Korkmaya başlamıştım. Ama 7. ıslak mendilimin lekesiz olduğunu gördüğümde korkumun yersiz olduğunu anladım. Pipimi lekesiz mendilin götüme sürmediğim kısmıyla temizledim ve pantolonumu çektim. Alaturkanın dışına taşan bokları üç kat peçeteyle içine doğru ittim, kalıntılar için ise bir ıslak mendilimi daha feda etmem gerekti. Sifonu çektim. Çoğu bok cehennemin dibini boyladı ama kalan iki parça sanki gitmek istemiyordu. Ben de onlar için sifonun tekrar dolmasını bekledim. Yaklaşık 30 saniyelik bekleyişten sonra sifona tekrar bastım. Fakat su gelmiyordu. İşte o an anladım ki sular kesilmişti. İşte bu çok kötüydü.
Başta ordan hiçbir şey olmamış gibi uzaklaşmayı düşündüm. Fakat ortalıkta hiçbir kanıt bırakmamalıydım. dönüp kalanları temizlemek için hayatımdan 5 dakika, bir ton peçete ve değerli ıslak mendillerimin birini daha harcamam gerekti. Fakat her şeye rağmen halen biraz izi kalmıştı alaturkada. Bunun için yapabileceğim bir şey yoktu. Boynum bükük çıktım tuvaletten. Kabinden çıktığımda tüm muslukları açık gördüm, su gelince boşa akmasın diye hepsini kapattım. Elimi bir çift ıslak mendille sildim. Tam sınıfıma gitmek için merdivenlere yönelirken bir ses duydum. Bu sesin bir süre sonra su sesi olduğunu anladım. Sular ben çıktıktan hemen sonra gelmişti. Tekrar iöeri girdiğimde kilidi olan iki kabindeki çeşmelerin de sonuna kadar açık olduğunu fark ettim. Eğer kapatmaya kalkmasam okulu su basabilirdi. Sonra ellerimi yıkayıp son kabine tekrar girdim. Gururla sifonu çektim. Siktimin bok parçalarının gördükleri son şey benim havada deli gibi salladığım orta parmaklarımdı. Büyük bir gurur ve mutlulukla sınıfıma gittim. Ben yokken hoca koca bir konuyu bitirmişti ama umurumda değildi. Çünkü ben ameliyatlı bir bacakla ve kesik sularla okulda sıçmıştım ve saate baktığımda hepsini 15 dakika gibi kısa bir sürede hallettiğimi fark ettim. Artık okul okumama bile gerek yoktu, her şirkete girebilirdim.
Günlerden cuma, yine okul yolundayım
Paylaş