*Bu serinin 2.kısmı eğer yeni okuyacaksınız 1.parttan başlayın*
DEVAMI 10 BEĞENİYE
3.PART YAYINDA
kendime gelmem epey vaktimi almıştı. üstümdeki kanı temizledim, evin her yerini dolaşmak için epey bi cesarete ihtiyaç duydum. güvende olmalıyım. şu an önemli olan da buydu. balkona çıktım. sol tarafta anayol görünüyordu. alabildiğine bir araç kuyruğu. ama garip birşeyler vardı. tek bir hareket bile yoktu. koca şehirde ne bir siren çalıyor, ne bir kuş uçuyordu.. tanrım.. onca insan.. neler oluyor ?
ev arkadaşlarım, ailem , sevgilimmm.. beynime çakılan şimşeklerle aklıma gelen tek şey kız arkadaşımdı. ailem.. yüzlerce kilometre uzaktaydılar. acaba ne oldu. telefon çekmiyordu. internete girmeye çalıştığımda ise hiç birşeye erişemiyordum. karar vermeliydim. sonsuza kadar bu bilmecenin içinde sıkışıp kalamazdım ya.
evden çıkmam biraz zaman alsa da çıktım sonunda. elimde yine bir bıçak vardı. ama ne yapmam gerektiğini biliyordum. apartman yöneticimiz emekli polisti. evinde bir silah olamlıydı. 2. kata indim. evinin kapısının önündeydim. kapı açıktı. içeriyi uzun bir süre dinledim. ses yok. güvenliydi. kapıyı açtım, içeri yavaşça ilerledim. sanki hiçbirşey olmamış gibi düzenliydi her yer. nerede bu insanlar ? !
mantıken silahını yatak odasına koyar diye düşündüm. o yüzden evin koridorunu geçip yatak odasının kapısına geldim. kapıda kanla yazılmış bir yazı var. “sakın açmayın”. yerde de kan var. içeride birşey var. yürüyor. ayak seslerini duyuyorum. boğazından çıkan hırıltıyı duyuyorum. nefes alışımı kontrol edemiyorum. ellerim terliyor.
daha önce bahsettiğinde bir silahı olduğunu duymuştum. burada olmalı. bu odada. aramdaki tek engel bu kapı ve ardındaki o şey. lanet olsun !. ilkinde şansım beni kurtardı. ama bu sefer bunu yapamam. cesaret edemiyorum. ama elimdeki tek şey bu. bir silah bulursam… en azından elimde kendimi koruyabileceğim bir şey olur… kapının deliğinden baktım. evet yanılmamışım. içeride. yürüyor. ara sıra yerde duran kemikleri yiyor. kemikler… oğlunu yiyor.
1 hafta önce ders çalıştırdığım çocuk yerde vücudunun çoğu yenmiş şekilde yatıyor. ne güzel bir manzara !. kapıyı yavaşça açıp kafasına bıçağı saplayacaktım. planım buydu. kolu yavaşça aşağı indirdim. kapının aralığından baktım. hala yerdeki artıkları kemiriyordu. arkasından yaklaşıyordum. yer kan içinde. kaygan. dengemi bozmadan ilerledim. hayatında et bile kesmemiş olan ben tüm gücümle elimdeki büyük bıçağı ensesine sapladım. yere yığıldı. ama hala hayattaydı. DEVAMI 10 BEĞENİYE
3.PART YAYINDA