Evsiz kelimesinin sözlükte tek bir anlamı var. Yaşayacak bir yere sahip olmayan kişi. Ancak benim için birkaç anlama sahip ve önemli bir kelime. Çünkü evsiz olmanın ne anlama geldiğini biliyorum. Ev dediğin başının üstündeki çatıdan çok ait olmak anlamına gelir. Birine, bir yere ya da bir şeye ait olmak. Bunlardan herhangi birisine erişemediğin nokta ise evsiz kaldığın noktadır. Ve o noktanın tepesinde oturmuş bunları yazarken şunları fark ediyorum. İnsanın evi olmaması aynı zamanda evini hiç kaybedemeyeceği anlamına geliyor. Bu ise asla sıcak evini özleyen ya da ona tekrar dönebilmek için sahip olduğu her şeyi feda edecek birine dönüşmeyeceğim demek. Daha önce bu tepeye gelmiş insanlar tanıdım. Belki hepsi kitap karakteriydi ama evsiz doğmuşlardı ya önemli olan bu. Ben onlar gibi evsiz doğmadım ama yaşadıkça fark ettim ki girdiğim evler başkalarının ait olduğu yerler, ait olduğum yerlerden kovuldum. Resmi bir evsiz olarak kimseye ya da hiçbir yere ait olamamın ödülü sevdiğim bir şarkının son dizesini değiştirerek dinlemek.
“What the hell I am doing here,
I dont belong anywhere.”