dlc’yi alıp hemencecik oyuna girdikten sonra o sırada çekicim,kendimi eksik hissetmeme henüz sebep olmuş solda direksiyonum ve uzun tekel 2000 sigaram ile gurbet ellerde londra’da olduğumu fark ettim.memleketimin mapi açılmış, yıllardır süren hasretimin bitme vakti gelmişti.sağa çektim ve bir plan yaptım.londra’dan taa ebesinin nikahına uygun güzergahlarda işler alarak ulaşacaktım.ben bu planı yaparken tam 1500 kağıt bayıldığım sevgili metresim melisa’nın bu durumdan hoşnut olmadığını fark ettim.zira sabırla karımdan boşanmamı bekliyor bense bu yalana nasıl inandığını anlamakta zorlanıyordum.
planı hayata geçirmek adına londra’da plana uygun işi seçmeye çalışırken melisa homurdanmaya başlamıştı bile.benim onu oyaladığımı,dlc’yi alır almaz karımı görmek istememin ona saygısızlık olduğunu kaba bir şekilde ifade etti.ben de susturmak için ona boşanma işlemleri için istanbul’a gittiğimi söyledim.az önce ağzından tükürükler saçarak konuşan o kadın gitmiş yerine bir sevgi kelebeği gelmişti.artık kafam rahattı ve yola koyulabilirdim.ahmet kaya’nın uçun kuşlar uçun şarkısı eşliğinde sol elimi camdan dışarı çıkarmış sağa sola küfürler ederek lüksemburg’a doğru yola koyulmuştum.melisa da bu sırada tombul efeslerden birini bitirmiş şen kahkahalar eşliğinde diğerini açıyordu.az gittik uz gittik,gemiye bindik,tırda uyuduk,benzin aldık derken sonunda lüksemburg’a ulaştık.
geceyi bir otelde melisa ile geçirdikten sonra uyanır uyanmaz hazırlanıp tırın yanına indik.vedalaşmak maksadıyla sarılmak için yeltendiğimde hop hop ben de geliyorum diyerek beni itti.neye uğradığımı şaşırmıştım.oysaki melisa’yı lüksemburg’taki iş yerimde bırakacak,karım ve çocuklarımla uzun bir süre geçirdikten sonra hiçbir şey olmamış gibi geri dönecektim.melisa’yı hafife almıştım.o kadar da kolay lokma olmadığını bana göstermişti.ben bunları düşünürken kafamı kaldırmamla melisanın “noldu yarram” dercesine bakan gözlerini fark etmem bir oldu.peki deyip tıra geçmekten başka şansım yoktu.başta işin ciddiyetini kavrayamamış olsam da melisa’yı karımın yanına kendi ellerimle götürdüğüm gerçeği bir tokat gibi yüzüme çarpmıştı.yolda kafasını çalıştırmak zorunda kalmış her delikanlı gibi ben de klasik teyp kapatma hareketini yapmış olmalıyım ki melisa bir şeylerden şüphelenmeye başlamıştı.
melisa’dan bir şekilde kurtulmalıydım, ama nasıl ? yol boyunca bunu düşündüm.istanbul’a gitmekten vaz mı geçsem? hayır hayır 43 lira bayıldım,gitmem lazım.peki melisa’nın emniyet kemerini takmadığı bir anı kollayıp ani frenle onu dışarı mı fırlatmalıydım?yoohamına neler diyorum ya. aha buldum. yol üstünde bir otelde gece yatarken çaktırmadan kaçacaktım.lan şerefsiz ne yapacak kız tek başına bilmediği yerde dediğinizi duyar gibiyim.belli bir miktar parayı komidinin üzerine bırakacağız herhalde o kadar da aptal değiliz.biraz düşündüm de aslında komidinin üstüne bırakmasam daha iyi olur sanırım.ne yaparsınız tırcı alışkanlığı.
b planım artık hayata geçmişti.plevne’de bir otelde gece o uyurken”o zaman tarkan gibi ol”diyen adam kaçışı ile tırıma koşup startta geriden başlamış michael schumacher edasıyla gazlayıp uzaklaştım.
planımı sorunsuz bir şekilde hayata geçirmiş ve çoktan uzaklaşmıştım.en sevdiğim türkülerimi açtıktan sonra melisa’nın torpidoya kaldırdığı aile fotoğrafımızı da tekrar eski yerine koyup keyifle memleketime dönüyordum.ama belli ki bununla bitmeyecekti.
dikiz aynamda bir tır belirmişti sürekli selektör yapıyor kornoya asılıyordu.arkamdaki vakanın klasik 200 gündür sevişmemiş tırcı agresifliği olduğunu düşünsem de yüzlerini fark edince işin farklı olduğunu anladım.şoför koltuğunda katharina ve yanında sevgili metresim melisa.
katharina,şirketin ilk zamanları “ahaha oha lan karı tır şöforü” diyerek işe aldığım sonra da şoför puanı beni geçince karıdan tırcı mı olur mq bahanesiyle kovduğum,bu olayın gazıyla da azılı bir kadın hakları savunucusuna dönüşmüş alımlı bir kadındı.büyük ihtimal kaldığımız otelde benden sonra konaklamış ve melisa ile karşılaşıp olayı öğrendikten sonra beni öldürmek üzere yola koyulmuştu.
tanıştığım zaman iki şirin kendi halinde hanımefendi olan bu zatlar şu anda altlarında tır,arkalarında suni gübre dolu bir dorse, ağızlarında bol küfür -çoğu anama- beni sıkıştırıyorlardı.insanları dönüştürdüğüm şeyi fark edince kendimi sorgulasam da şu anki önceliğim içinde bulunduğum durumdan kurtulmaktı.
yapabileceğim tek şey gazı köklemekti ve öyle de yaptım.altımdaki çekicinin daha iyi olmasının da avantajıyla farkı açsam da onlardan tamamen kurtulamamıştım. sınıra çok yakındık ve sınır kapısında durduğumuzda beni yakalamaları ve pasaport memurunun olduğu kabini benim götüme sokmaları işten bile değildi.bir şey yapmalıydım.
tırı bütün yolu kapatacak şekilde durdurduktan sonra koşmaya başladım.sınır kapısı uzakta değildi.ancak türkiye’ye koşarak giriş yapmaya çalışan biri elbette şüphe çekecekti değil mi?ancak ben türkiye sınır kapılarının bugını biliyordum.
nefes nefese koşarak sınır kapısına ulaştım.memurlardan biri hop hemşerim nereye diyerek karşıma çıksa da bugı devreye soktum.ena suri beşar bum bum diyerek bir saniye bile durmadan ülkeye giriş yapmıştım.sadece bir yerde koronavirüs önlemi olarak memurlardan biri ateşimi ölçmek için elini alnıma götürdükten sonra onay vererek yaklaşık 1 saniye kaybetmeme sebep olmuştu ama olsun.ülkemin gerekli önlemleri aldığını görmek güzeldi.
ülkeye girmiştim.koşmaya devam etmeyi düşünürken arapça slogan atıp sağa sola koşturan suriyeli kardeşlerimi gördüm.aralarına karıştım.derin bi nefes aldıktan sonra esaretin bedelinde kanalizasyondan çıkmış andy dufresne gibi üstümü yırtıp dizlerimin üstüne çöküp üzerime düşen yunan gaz bombalarında yıkadım ruhumu.
ailemin yanındaydım sonunda. çocuklarıma sarıldım eşimi öptüm.uzunca bir sohbetin ardından huzurla yemeğin başına oturduk.dünyanın en mutlu adamıydım.ama bu da çok uzun sürmeyecekti
televizyonda show tv açıktı. her zamanki şovmen, duyarcı o abla da haberleri sunuyordu.”türkiye sınırında ilginç olay”diye duyurdu haberi.yolun ortasına park etmiş benim tır,polisler,güvenlik kamerası görüntülerinde şener şen deparı atan ben,melisa ve katharina ile röportaj, duyar ve kapanış.hiçbir şeyi açıklayamamış ve büyük bir kavganın ardından kendimi sokakta bulmuştum.
her şeyimi kaybetmiştim. karımı, çocuklarımı
işimi ve melisa’yı…
keşke bu dlc’yi almasaydım.