Dedemle aynı evde yaşıyorum. Geçen telefoncuya gitti 2 gb hafızalı telefon aldı, ertesi gün bir daha gitti bu sefer 4 gb aldı, bir daha gitti 8 , 16 derken 256 oldu. Bu para nerden geliyor amk diye düşünmeye başladım, bir karar verdim. Bu paraya konacaktım.
Gecenin 3’ünde dedemin odasına gidip telefonuna baktım. Harbiden de 256 gb idi. Ancak sadece telefonunu alırsam bunun yeterli olmayacağından emindim. Bu paranın nereden geldiğini öğrenmek, hepsini almak zorundaydım. Dedemi gün boyunca takip ettim. Bir baktım adam lahmacun yiyor, ama nasıl yiyor. Böyle şehvetle lahmacun yiyeni zor görürsünüz, neyse. Bir kaç saat geçti, bir baktım dedem bir eve giriyor. Allah Allah dedim. Ev karşısında son model bir motorsiklet olan, gayet lüks bir villaydı. Öyle bir anda kapıdan girmek olmaz diye geçirdim içimden. Önce binaya doğru bir ip attım, tırmanmaya başladım. Dedemin hangi katta olduğunu bilmiyordum, zaten villa olduğu için 2 kat vardı. Sırayla katlara tırmanmaya başladım.
İple tam tırmanıyordum ki ip koptu. Getirdiğim tek hazırlık elimden alınmıştı. Çok kızgındım ancak yapacak bir şey yoktu. Arka kapıdan girmeye karar verdim. 6 yıllık tekvando, 8 yıllık karete bilgimle eve gizlice girecektim. Kapıyı lockpickledim. Kapı mutfağa açılıyordu, kimsenin olmadığına sevinerek içeri girdim. Mutfakta bir ip buldum, yanıma aldım. Dedemin telefonunu çaldırdım. Böylece hangi katta olduğunu bilebilecektim. 2. kattan bir mehter marşı duydum. Manyak herif telefon çalma sesini mehter marşı yapmış. Sorry Helga, sorry dediğini duydum dedemin. Helga kelimesini duyduğum anda penisim erekte oldu. Acaba dedem jigolo mu?
​
Bir plan yaptım. Ancak önce Helga’nın kim olduğunu öğrenmeliydim. Mehter marşının çaldığı bölgeye doğru sessizce ilerledim. Helga’yı görünce şok oldum. Dedemin yanında 20’li yaşlarında inanılmaz güzellikte bir kadın vardı. Helga’yı sikmek istiyordum. Önce kafama siyah poşet geçirdim ki beni ciddiye alsınlar. Onların bulunduğu odaya doğru koşup 2 çanta kaptım. Balkona doğru koşup ipe tutunarak aşağı atladım.
​
Dışarıdaki motorsikleti alıp kaçmaya başladım. 5 Dakika sonra arkamda dedem ile Helga’yı motorsiklette gördüm. Beni takip ediyorlardı. 1 Saat boyunca beni kovaladılar. Ben onları dağda bir uçuruma götürüyordum. Uçuruma ulaşınca motordan indim. Dedem: “(türkçe aksağanı ile, okunduğu gibi) We catched you son of a biç” dedi. Ben ise “Dede benim, şakanın dozunu kaçırdım galiba kusura bakma” diyerek kafamdaki poşeti çıkarttım. Dedem benim yanıma, uçuruma doğru kızgın kızgın, yavaş yavaş yaklaşıyordu. Helga ise hala motordan inmemiş öylece duruyordu. Dedem yanıma geldi. “Oğlum ne halt yiyorsun. Bittin sen bi-” Sözünü bitiremeden onu uçurumdan aşağı fırlattım. Aşağı düşerken son gördüğü şey benim gülerek ona bakmamdı. Sonra Helga’nın üstüne atladım. Meğer Helga’nın yarrağı varmış, çok yanılmışım. Onu da aşağı attım. En azından elimde çantadaki paralar var diye çantaya baktım, meğer paralar monopoly parasıymış. Pü ulan! Dedem boşa gitti. Dağdan aşağı inerken polisleri gördüm. Şerefsiz dedem, beni kovalarken polis çağırmış. 2 İnsan öldürmek ve hırsızlık suçundan yargılanacağımı söylüyorlar. Ulan be, Helga’nın keşke penis yerine vajinası olsaydı.