Bir zamanlar anadolunun bir köşesinde bir genç yaşarmış. Ailesine, kız kardeşlerine bakarmış ve hayatı fazla düşünmezmiş. Kendi halinde etrafı gibi garip bir köylüymüş kısaca.
Bu genç adam, bir gün yine grubu ile ağaçları kesmeye gitmiş. Baltalarını almışlar, başlamışlar vurmaya. 1, 2, 3… Aynı bir müziğin sesi gibi geliyormuş onlara. Kesmeye devam etmişler baltalar ile. Sonunda artık baya yorulmuşlar. Grubun lideri “la sen testereleri alı ver de bitirek hemencik.” demiş bizim genç oğlana. O da “ağbey nerede bulam ki” demiş. Lider de ormandaki bir yolu gösterek ileride bir köy olduğunu, geçen haftada verdikleri testereleri geri vermelerini söylemesini söylemiş. Bizim genç de ne yapsın, kabul etmiş.
Bizim oğlan yürümüş de yürümüş. Baya da yorulmuş. Sonunda kenarda bir yerde oturmuş ve dinlenmeye başlamış. Bir taş bulup kafasını onu dayamış ve yatmış. Tam gözlerini kapatacakmış ki önünde ufak ufak karantılar görmüş. Gözlerini ovunca bir süre gitmişler ama sonra tekrar gelmişler. Sonunda kalktığında karanlık bir cismin var olup yok olduğunu görmüş. Önce şaşırmış fakat sonra karaltının bir yolda uzaklaştığını farketmiş. Onu izlemeye karar vermiş ve başlamış tekrar yürümeye…
Bir süre daha yürümüş bizim oğlan karaltının arkasından. Aklından abinin nasıl kızacağı geçiyormuş ama takip etmeye devam etmiş. Sonunda bir mağarada kaybolmuş karaltı. Onun arkasından girmiş mağaraya. Bir süre ilerlemiş mağarada. Başlarda şaşırtıcı derecede aydınlıkmış ama sonra karanlık heryeri sarmış. Sonunda ileride bir ses “Dur!” demiş. Bizim genç de şaşkın şaşkın durmuş. Ses sonra “demek seçilen kişi sensin” demiş. Bizim genç “ağam ne seçilmesi, ben normal bir köyküyümdür rahatsız eddiysem çıkam” fakat ses “sen seçildin evlat. Bir özelliğin olduğu için değil. Doğru yerde doğru zamanda olduğun için. Genç yutkunmuş. Ses devam etmiş “bizler seni bir elçi olarak tutuyoruz. Belli bir grup insan doğamızı ve çevremizi kirletiyor. Onları durdurma görevini de sana veriyoruz.” genç “ne görevidir ağam?” demiş. Sonra birden gencin önünde büyük bir kılıç belirmiş. Ses tekrar konuşmaya başlamış. “şimdi genç delikanlı. O insanları senin ruhun anlıyacaktır. O zaman yapman gereken, bu kılıcı alıp önlerinde şu sözü sarfediceksin: bu kılıç götüne girsin amın evladı bu amcık kadar beyninle yazabileceğin flood bu mu