Abimin kız arkadaşı Sena abla… 21 yaşında 3 senedir kanserle boğuşan Dünya’nın en iyi insanıydı. Küçüklüğümden beri bir şeyler yazma, kitap çıkarma hevesim olduğunu bilen abim, bir gün dedi ki, ”bak seni biriyle tanıştırıcam. İsmi Sena Betül. O da senin gibi bir şeyler yazıyor küçüklüğünden beri. Sormak konuşmak istediğin ne varsa onunla konuşursun, muhabbet eder yazı yazmayla ilgili yardımcı olur sana.” Tabii biliyordum her gün saatlerce onunla konuştuğu için sevgilisi olduğunu fakat, hiç söylememişti bunu bana daha önce. Bilmiyordum tabii hayatımın o andan itibaren değişeceğini. Sakince tamam dedim, Sena abladan gelecek mesajı bekliyorum. Diğer gün akşam ”Merhaba Muhammet, ben Sena Betül Ablan. Saatlerdir düşünüyorum ne yazayım diye ama sonunda bunu bulabildim :D” diye bir mesaj. Cevap verdim hemen tanıştık, konuştuk. Dünya’nın en tatlı, en cana yakın, en yetenekli insanı. Beni ilk konuşmamızda öyle motive etti ki, açtım bilgisayarımı, attım başlığı ”RÜYA” diye. Her bölüm yazmamda Sena Ablaya bölümü gönderir, tavsiyelerini beklerdim. O kadar işinin yoğunluğunun ve özellikle hastalığının arasında bir kere bile beni boşlamadı. Cümle cümle 10 üzerinden puanlar, kitabın hangi kısmıyla oynamam gerektiğini söyler, beni her seferinde biraz daha motive eder ve beni göklere uçururdu. Hiç ablam olmamıştı benim o zamana kadar. O kadar kısa sürede hayatımı değiştirdi ki, hayallerimin peşinden gitme inancını, yetenekli olduğum gerçeğini beni o kadar kısa sürede aşıladı ki… Artık benim bir ablam vardı. Hevesle yeni bölümler yazıyor kitabımı çıkaracağım günü deli gibi arzuluyordum. Doğum günümde bana bir mektup yollamıştı. Diyordu ki o mektupta, ”Sen gökyüzünde parlayan bir yıldızsın, ve olur da yolunu kaybettiğini düşünüp farklı yerlere saparsan hemen aşağıya bak. Çünkü ben sana delice ellerimi sallayarak doğru yolu gösteriyor olacağım.” Hayatım boyunca hiçbir doğum günümü umursamayan ve hayatta kalmayı başardığımız için kutlanan saçma bir şey olarak gören ben, o gün hayatımın en güzel hediyesini almıştım. 16 yıllık hayatımın ortasında, bir anda kısa sürede bir abla edinmiştim. Kimsenin bana göstermediği desteği gösterip bana akıl hocalığı yapan bir abla. Yaklaşık 7 ay önce bir gece odamda oturup bu şarkıyı dinlerken içerden Annem’in bağırışını duydum. ”Sena vefat etmiş…” Dünya’m başıma yıkıldı derler ya. Ben onu yaşadım o an. Bildiğim her şeyi unuttum. Dedim çok uğraştım ben bu kitapla sanırım gerçekten rüyadayım. İnanmadım, inanmak istemedim. O günden sonra sadece bir bölüm daha yazdım. Bölümün ismi Kutup Yıldızı. Artık bana aşağıdan el sallayarak doğru yolu gösteren bir ablam yok fakat, yukarıdan beni izleyip gurur duyabilecek bir ablam hala var.
Örttüm gecenin üstünü, sen uyurken.
Mekanın cennet olsun Abla’m.
Bir şarkı ne kadar ağır olabilir?
Paylaş