heyecanla yazıya döktürülenlerdir Bilecik’te yakaladığım güzel köylü kızıyla:
onu Bilecik’te yakalamıştım üstünde entarisi vardı, lastik ayakkabılarla su doldurmaya gidiyordu ve onu büyükşehir Ankara’ya getirdim, odama soktum. whooper yiyeceğiz güzel kız köyde yoktur öyle şeyler bazı özel günlerde ineği kesip yersiniz vahşi barbarlar gibi ama bu tertemiz iki ekmek arasında turşusu, tertemiz özel marulu ile servis edilir. güler yüzlü kurye getirecek yemeğimizi. heyecanlı mısın ? diye sordum güzel yüzüne, başını salladı kırmızı şeyden istedi. televijyınlarda görmüş Edward Norton yerken. evet dedim, ketçaptır ismi ve her siparişte iki adet bedava gelir. domates ve salçanın İngiltere’deki sanayi devrimi sonucu icat edilen dev makinelerinde üretilir bunlar. neyse… gerisi parayla lanet kapitalizm nedeniyle, keşke sosyalizm gelse.
sarıldım onu öptüm güzel bir balıktı o, yakalamıştım Bilecik’te. Bilecik’in denizi yoktu… ama olsundu, yakalamıştım işte. hırkası vardı onu sımsıcak tutan. patikleri vardı odamda yürüyen, kokulu göbeği vardı. ahır kokmakta idi. hamburgerin yanında ne içersin billur gibi köylü kızı? utangaç utangaç ayaklarını birleştirip ”süüt” dedi ama hayır, süt satmaz onlar daha başka bir meşrubat istemelisin sprit mesela ? gazozu içinde insanı ferahlatan içkidir.
sen köyde çok mu fakirdin diye sordum, gözlerine ve başını eğdi. bürger king ne demek bilir misin zayıf iri göğüslü güzel kuş kız ? bürgerlerin kralı demektir. en iyi bürgeri yaparlar. biz de yeriz. içinde taze et marul ve mayonez de olur istersen çader.
alkış tutmaya başladı ben de sarıldım sakin ol güzel köylü kızı altı üstü hupır bu, ama gelecek yakında. altı üstü hupırdır o mideye inip unutulacak ama sevgimiz sürecekti bir kaç gün daha. bakalım o vakte kadar senle napalım… sana internetten knorr’un mucizevi reçelyap turşukur kavanozlarını göstereyim mi güzel kız? şeherde bir sürü kolay imkan vardır, teknolojik kadınların işi çok kolaydır binalarda. önce öğretmen olurlar sonra turşukurla turşukurarlar misafir gelir kek harçlarıyla kek yaparlar dedim.
internette yediklerimizin vitaminlerine de bakabiliyorduk. hupırlarımız geldiğinde içindeki domatesi gösterdim ve gugıl’a domates yazdım. çok gülüyordu, yanımda ona çok üzülüyordum biraz. baktık beraber vitaminlerine likopen vardı, güldü. a vitamini d vitamini k vitamini her şey var güzel kız… yalnızdık bu hayatta ölene kadar ona böyle anlattım. konuyla alakası yoktu ama diyiverdim işte… sonra kolasını açtım
ilk defa içiyordu genzi yandı birazını tükürdü. başını eğdim dudaklarını sildim. yüzü gözü benzi beti eti atmıştı. hasta gibiydi. noldu köylü kızı biliyorum miden hassastır yatıralım seni dedim. beraber uyuduk yiyemedik hambürgerlerimizi.
gece uyandım. köylü kızı sanırım akşama uyanmış benden gizli ve hupırını yemeye çalışmış. onu masanın üstünde bayılmış ve ölmüş olarak buldum elinde ketçap kutusuyla vupır ona çok ağır gelmişti belli ki… bu eve getirdiğim 8. köylü kızı olmasına rağmen bu da 1-2 güne öldü. hiç yaşayamıyorlar… kara düzende yaşayıp ölmüş biriydi.
Bilecikli balığım için yapabileceğim başka bir şey kalmamıştı. narin köylü bedenini eklem yerlerinden 8 parçaya bölüp elsi waykiki poşetlerine doldurdum ve kokmasın diye üzerine biraz tuz serpiştirdim. sitroyen marka arabama bindim ve bedenini çalıştığım hambürgerciye götürdüm. maalesef onun da sonu diğerleri gibi hupır olmak oldu.