Mesleğim gereği arkadaşlarım tarafından çoğu zaman şu soruya maruz kalırım. “Ya genzo bizim oğlan bugünlerde huzursuz,uzmanlık alanın değil belki ama bir konuşsan ona iyi gelebilirsin” evet pedagog değilim ama çocuk psikolojisinden anlarım. Hemen hemen hepsiyle konuşur ve sorunlarını çözüme kavuşturmaya çalışırım. Ama ne vakit bu çocuklardan biri anne babasını beraber bastı işte o an çaresiz kaldım.
Emir, çok uslu ve kibar, aile terbiyesi almış bir çocuk. Anne ve babasıyla yıllardır arkadaşız. Çocukları olunca çok sevinmiştim çünkü dünyada sadece Emir’in anne ve babası çocuk yapmalı, sadece bu tarz aileler bizi düzlüğe çıkarır, vatana millete hayırlı çocuk yetiştirir. Nitekim öyle de… Emir daha küçücük yaşta piyano çalıyor, şiirler yazıyor ve okulunda herkes tarafından seviliyor. Babası benimle sıkıntısını paylastiginda olur dedim, konuşurum.
Emir birkaç gündür kimseyle konuşmuyormuş. Kabuğunu kırmak zaman alacak belli ki, önce biraz espriler, şakalar yapalım. Fakat tepkisiz… Konuya direkt olarak girmek de olmaz. Fakat ne yaparsam yapayım suratında gülümseme yok. İlk defa bir çocuğa direkt konuya girmesini istedim. Anne ve babasını beraberken yakalamış gece. Şok oldum ve adeta geçmişe döndüm. Başım adeta çatlıyordu, gaipten sesler duyuyordum. Çıldıracaktım… Kulaklarımı kapatıyorum elimle ama ses içimde yankılanıyor. Gözlerim berelmis saçlarımı yoluyorum…
Çocukluğumun travmasini gördüm gözümün önüne gelen film şeridinde. Henüz 8 yaşındayım. Anne ve babamın arasındaki büyük aşkı kıskanıyor ve ilerde ben de böyle sevebileceğim bir kadın bulur muyum diye hayal kuruyorum. Bir gece sıkıştım ve tuvalete gitmeye çalışıyordum. Anne ve babamın yatak odası istikametin üstünde. Misyoner pozisyonunda babamı annemin üstünde gördüm. Olduğum yerde donakaldim beni de farketmemislerdi. Ağır adımlarla tuvalete gitmeye devam ettim ama bir zombi gibi gidiyordum. Çünkü gördüğüm şeyler aslında beni öldürmüştü, ben artık yasayan bir ölüydüm.
O tuvalet aktivitesi nasıl bitti hatırlamıyorum bile. Acaba tuvaletimi yaptım mi yoksa altıma mi yaptım? Tek düşündüğüm şey birazdan tekrar yatağa gidince o manzara ile karşılaşmamak. Ama öyle olmadı , döndüğümde çıplak halde sigara içtiklerini gördüm. Koşarak yatağima geçtim ağladım. Birbirlerini her fırsatta sevdiğini söylerdi anne ve babam ama sikisiyorlardi. İnsan hiç sevdiğini siker mi baba?
Beni ne hale getirdiniz farkında mısınız? O gece benim masum olduğum son geceymis, bilmiyordum. Çocuk nasıl yapılır sorusuna her zaman “doktor bir ilaç verir o ilacı içince annenin karnı büyür ve çocuk çıkar” diye cevap verirdim. Artık o masum genzo yok… Ben masumlugu o gün kaybettim.
Emir ağlayarak çıktı odadan, babası odaya girip beni o halde görünce ambulans çağırdı. Kendime gelmem uzun sürdü. Benim için de bir psikolojik tedavi şart ama ben artık bitmistim. Benimle zaman kaybetmeyin doktor hanım, başka hastaları kurtarın. Ben ömrümün sonuna kadar “insan sevdiğini siker mi? diye düşünüp duracağım.
Bugün ne zaman bir parkta, bankta veya denize karşı elimde bir simit ile otursam aklıma gelir ve düşünmeden duramam. Sahi insan sevdiğini siker mi?