İnsanoğlu yaratılmadan önce yüce tanrı Hewalos ve diğer tanrılar kutsal dağ olan Kandilusos’taki mağaralarında mutlu mesut yaşıyorlardı. Bir gün Hewalos başka tanrı topluluklarının insan diye bir şey icat ettiklerini duydu, merak edip bakmaya gitti. İnsanoğlu Hewalos’u görünce ürktü, kendini savunmak için taş attı ve Hewalos’u sinirlendirdi. Hewalos yeri göğü inleten bir bağırışla Molotofus’u çağırdı ve “Beni bunlarla uğraştırma, hepsini yakıp kül et” dedi. Molotofus insanoğlunun üzerine ateş yağdırdı, yanan insanların kokusu Hewalos’a öyle güzel geldi ki merak edip tadına bakmak istedi. Hewalos insan etini yemeye doyamadı, yedikçe yedi ve Molotofus’u da alıp Kandilusos’a geri döndü. Döndüğünde karnında dayanılmaz bir ağrı hissetti, birden bire mağaranın köşesine çatır çutur sıçmaya başladı. İşi bittikten sonra bir daha insan yememeye dair kendine söz vererek uyumaya gitti. Kıllıus ve Kaşionos avdan döndüklerinde çok geç olmuş , mağarada ateş sönmüştü. Hemen bir köşeye gidip yatmak istediler fakat yattıkları yer Hewalos’un bokunun üstüydü. Birden neye uğradıklarını şaşırıp fırladılar ve birbirlerini temizlemeye başladılar. Üzerlerinden aldıkları bokları yere attılar fakat temizlerken vücutlarından dökülen kıllar ve kaşlar boka karışmış , bok yığının üstüne dikilmişlerdi. temizlendiler ve yattılar. Sabah uyandıklarında o boktan ilk kürtler Berdan ve Rojin doğmuştu. Tesadüf eseri de olsa Kürt tanrıları ilk Kürtleri yaratmışlardı. Büyük Kürt kralı IV. Peşmerge Barzo bu hikaye ile ilgili “Ulu tanrı Hewal kürdü yaratmadı, sıçtı. Kıllıus ve Kaşionos da tüy dikti” der.
Paylaş