Sıradan bir pazar gününde öğrenci evi denilince aklınıza gelen bok çukurlarından bir gömlek üstün bir öğrenci evinde 3 kişi oturuyorduk. Şubat ayının 3. Pazarı olduğu için üst kattaki ev sahibinin altın gününden gelen gürültü hepimizin kafasını sikiyordu. “Lan böyle apartmanı da sikeyim böyle ev sahibini de sikeyim. Her ay çekmek zorunda mıyım ben bu gürültüyü” Dedi Mert. Mert 3 kişilik grupta maddi açıdan en kuvvetli olan elemandı. Kiranın birçoğunu da o ödüyordu. “Alacaksın silahı takacaksın maskeyi basacaksın mekanı altınları alıp çıkacaksın akılları başlarına gelsin” dedi Efe. Efe evde en yarak kürek bölümü okuyan kişiydi. Hayatı boyunca 5 kitap ya okumuştur ya okumamıştır şerefsiz. Fena fikir değil lan dedim mert de bana destek çıktı. Zaten allahın unuttuğu bir şehrin en kuytu köşesinde yaşıyoruz kimsenin sikinde olmaz altın gününde yapılan soygun dedik planı yapmaya koyulduk. İlk başta belli olmasın diye yeni bir ev tutup oradan soymayı düşündük ama şüphe uyandırır diye vazgeçtik. Minimum risk için klasik pazar günüymüş gibi davranmalıydık ama klasik bir pazar gününde evde oturup göt büyüttüğümüz için her seçenek son derece şüpheli geliyordu kulağa. Sonunda Mert dahiyane planını ortaya atmıştı. Mert klasik bir zengin piçi olarak tatile gidecek, biz evde kalacaktık. Soran olursa biz evde olucaz Mert tatilde olacaktı. Aslında Mert hafta sonuna otel rezervasyonu yaptıracak, cumartesiyi otelde geçirip pazar sabahı altın gününü basacaktı. Zaten mahalle içinde yapılan bir organizasyon olduğu için silaha falan gerek yok bi bıçakla halleder diye düşündük. Herkesin kafasına yatmıştı plan. Gel zaman git zaman ayda bir kez yapılan bu güne olan nefretimiz azalmıştı, yapmasak mı lan falan diyoduk. Efe’nin yapalım altınları yeriz beraber işte ne güzel gibi laflarıyla plandan vazgeçmiyorduk. Olay gününe 2 hafta kala Mert otelden rezervasyonu yaptırmıştı. Soygunu yapmasak da gezerim kafamı dağıtırım falan diyordu. Beyinsiz Efe yaparız yaparız bir şey olmaz diye merte gaz veriyor, ben pek laf etmiyodum. Bir şey olacağına inansam yapmayın falan derdim de ne olabilirdi ki en fazla amk. Efe olay günü yaklaştıkça iyice heyecan yapmaya başlamıştı. Oğlum şunu yeriz bunu yeriz onu alırız gibi cümleler kurup duruyordu. Mert kem küm edip yapmayalım falan diyodu her seferinde efeyle kavga ediyorlardı.”Sen yapmayacaksan ben gideyim otele, sabahında da gelir basarım” dedi Efe olaya 5 gün kala. Mert “Sen gitsen çok şüpheli olur amk fakiri diyince küçük çaplı bir tartışma çıktı ama ayırdım salakları. Tamam yaparız falan diyodu Mert. Artık dönüş yoktu. Mert yapmasa Efe Merti mutfak bıçağıyla deşerdi. Olay gününden önceki cuma akşamı Mert Maskesini eldivenlerini alıp otele gitmişti. Cumartesi günü Efe evde dolanıp duruyor, yaparsak köşeyi döneriz falan diyordu. Pazar sabahı Efe erkenden kalkıp balkona oturdu. İçeri girip hala gelmedi bu gerizekalı diyip duruyordu. Saatler geçti, gün dağıldı Mert ortada yoktu. Telefonunu da açmıyordu. Efe “Öldürücem o salağı bir işi beceremedi süt çocuğu” diye bağırıp sinir krizi geçirdi. Sakinleştirene kadar canım çıktı aq züğürdünü. Akşam 11 gibi Mert üstü başı yamulmuş bir halde eve geldi, Efe bir daha sinir krizi geçirdi, büyük çaplı bir kavga çıktı, ama eninde sonunda sakinleşti ortalık. Eee noldu mert niye gelmedin dedik. Efe hala sinirli merte küfür edip duruyordu. ” Delil olmasın diye otobüsle geleyim dedim, inmeye yakın maskeyi takıp kapıya yöneldim. Dayının biri hırsız var diye bağırıp saldırınca tüm otobüs bana saldırıp polis çağırdı karakoldan arkadaşlara şaka yapıcaktım falan diyince saldılar” dedi. Efe günün 3. sinir krizini geçirip Merte bir daha saldırdı. Bu olay da hatırladıkça güldüğümüz bir anı olarak kaldı.
Paylaş