kadın kocasıyla son derece şık bir restoranda karşılıklı oturmuş yemek yiyormuş. o esnada 20’lerinde çok hoş bir kadın masanın yanından geçerken adama tebessümle selam vermiş ve geçip gitmiş.
karısı afallamış hemen, duraksamış.
-kim bu kız
+ sana yalan söylemeyeceğim, metresim.
kadın dumura uğramış tabiki,
-yav sen ne aşağılık bir adamsın, utanmadan bir de metresim mi diyorsun, boşanacağım senden demiş.
karşısında oturan kocası elindeki çatalı bıçağı bırakmış ve karısının yüzüne bakarak, sakin bir şekilde
+ ne yani sen şimdi boğaz manzaralı bebekteki villadan, bodrumdaki yazlıktan, marinadaki tekneden, altındaki jipten, avrupa gezilerinden, haftasonu partilerinden, kışın kayak tatillerinde vaz mı geçiyorsun yani?
ortamda bir sessizlik, kadın ne diyeceğini bilememiş. o esnada çarpraz masa gözüne ilişmiş.
-ya, şu bizim sabri bey, değil mi, gülten’in kocası?
adam kafayı kaldırmış, bakmış,
+evet, o
-peki yanındaki kadın kim?
+o da, o’nun metresi
-ama bizimkisi daha güzel değil mi