Bir gün bir köyde küçük bir çocuk ve onun ağabeyi yaşarmış. Bunların anası babası onlar çok küçükken ölmüş. Her akşam farklı bir eve davet edilir, karınları doyurulurmuş. Ancak bunlar zaten her akşam birileri bize yedşriyor diye tüm gün boş boş oturup tembellik etmezlermiş. Küçük çocuk çıraklık öğrenir, ağabey de hamallık yaparmış. Eğer gerekirse kazandıkları az da olsa oarayla karınlarını doyurabilirlermiş. Zaman geçmiş. Ağabey ticarete atılıp çok büyük, çok zengin bir adam olmuş. Küçük kardeşse köyde karısıyla bir gariban olarak yaşamaya devam etmiş. Bir gün bu kardeş çok büyük bir hastalığa yakalanmış. Çevre yöresinin en iyi şifacıları çok çok fazla para isteyip iyileşeceğini garanti etmiyormuş. Kardeş ağabeyine yalvarmış, çok istemiş. Ağabeyi hasta olduğuna inanmamış, “benden para koparmaya çalışıyorsun!” demiş. Birkaç hafta sonra kardeş ölmüş. Ağabeyi çok pişman olmuş. Cenazesinde gözyaşları sel olmuş. Ağabey bir sabah uyandığında önünde kardeşini görmüş. Kardeşi ona çok üzgün bir yüzle bakıyormuş. Ağabey başını eğip bir süre düşünmüş. Sonra da demiş ki: Abiye ağabey diyenlerin anasını götten sikeyim.
Paylaş