Şimdi bu olayı geçen sene yaşadım, merkezden çok da uzak olmayan ama kırsal kesimde olan bi köyde oturuyorum. İlk 3 aylık karantina yasağı daha yeni kalkmıştı ve babamların 1 hafta anneanemlere gitmesi ile 3 arkadaş bizim evde birkaç gün kalma kararı kılmıştık.(diğer arkadaşlarımı V, Ğ, diye kodlucam.)
Geldiler, evde fazla yiyecek vs. olmadığını söylemiştim ki bimden falan bişeyler alıp gelmişler. nescafe noodle falan, ilk iki gün takıldık o şekil, 3. gün erzaklar biraz azalmıştı ve nescafe bi tane kalmıştı fakat bunu PS’den fifa oynamaya daldığımızdan dolayı gece 4’te farketmiştik.
Ardından gelmiş geçmiş en kötü fikri ortaya attım. “aga şuan köydeki bakkallar kapanmıştır fakat köy dışında bi tane tekel var o açıktır, korkmucaksanız gidebiliriz.” (böyle dediğime bakmayin gece 4 te siksen tek basima disari cikamam) Evin içi sıcaktı, dolayısıyla V şortuyla gitmeye karar vermişti. Herkes cüzdanını aldı ve hadi gidelim denmişti içten.
Aslında herkes korkuyodu ama ben biraz rehbervari tavırlar takındığım için herkes birbirinden cesaret aldı ve yola koyulduk.
(Tekele giden yol: Köy meydanına çıkmamıza yarayan uzun yokuş ama az eğimli bir yokuş ——> o yoldan köy meydanına sapmazsanız karşınıza çıkan birkaç eski beyaz ev [ki biz bu yolu kullandık kısa olduğu için] —-> 2. meydan gibi bir şey otobüs durağı ve köyün üst kısmına gitme yolunu sağlayan bir göbek ——-> sol tarafı pazaryeri sağ tarafı normal TV ışığı açık evler olan düz ve köyden çıkmamıza yarayan bir yoldan devam ediş ——–> köşeyi dönüyosunuz ve geniş bi yol sağı mezarlık solu birkaç normal ev ve tekele giden uzzzzuuuunca bir yol.)
Yokuşu çıkarken V’nin üşüdüğü bariz bir şekilde belliydi ve “olm götüm dondu umarım yakındır” dedi. “Daha yeni çıktık amk” diye sitem ettim. Ğ- “olum burda hiç insan var mi amk” dedi. Rehbervari tavrımı bırakmadan “kanka gece 4 te kim dışarda olcak burda” dedim.
Yürüyoruz telefonlarımıza falan bakıyoruz, kız falan muhabbetleri ile birlikte 2. meydana gelmiştik. (ortamı böyle tatlı anlattığıma bakmayın sokak lambaları yanıyodu sadece ve herkesin bi tık tırsmış halde olduğu belliydi.) 2. Meydanda kafamı köyün üst kısmına giden yola çevirdim (oranın ışığı sarı yerine beyaz ve daha az aydınlatıyo) bi tane köpek gördüm siyahtı, bi iki saniye baktı. Rahat 250m mesafe olduğundan takmadım bile. “Yarıladık beyler” dedim. “İkisi de iyi bari amk” dedi. (köpeği farkettiler mi bilmiyom). Biraz daha ilerledik ve arka çaprazıma yani az önce köpeğin olduğu yere baktım teyit etmek için.
Her şey için çok geçti. O kadar köpeği birlikte görmeyi asla beklemiyordum, aklım almadı. Siz diyin 15, ben diyim 20 amk. Köpekler bizi farketmemişti ama ben onları görmüştüm ve döneceğimizde onlarla karşılaşıcağımızı biliyordum. Bu bilgiyi öğrenmem kalp ritmimi iki katına falan çıkarmış olabilir, paranoyağa bağladım biraz sürekli bakıyom arkaya falan, en son sikerler amına koyuyum geçtik artık dedim.
(for info: Ğ’nın flörtü vardı onla konuşuyodu çok takılmıyodu başka bişeye piç, 3 kişi yanyana yürüyoduk.)
Sonrasında bunu bahsetmemeye karar verdim çünkü herkesi korkutmanın gecenin 4’ünde iyi bi fikir olmadığını düşündüm. Sakinleştim ama kalp atışlarım ve böbreklerimin sakinleştiğini düşünmüyorum. (Böyle gergin anlarda hep çişim gelir direkt olarak mesanem doldu sanki.) ilerliyoruz… evet o acı gerçekle yüzleştim. Geçmiştik, önüme bakıcaktım. Yolda ilerlerken sağ tarafta TV’si açık evler görmek en azından rahatlattı. (millet sevişiyo muydu napıyodu bilmiyom da psikolojik olarak korkumu dindirmişti niye bilmiyom.)
Tekele kalan yolda pek bi olay yaşamasak da üşüme (V) ve şarj problemi oluşmuştu bende ve Ğ’da. Yolda giderken kafamı sikiyim falan dediğimi hatırlıyorum içimden bayağı bi. (Harbiden öyle ama, bok mu var arkadaşım 20 dklık yol gidiceksin sokuk nescafe için. Gidip o tek nescafeyi yapıp herkes tek tek yudum alsa bile çok daha iyi olurdu bu senaryodan .)
Tekele vardık, nescafe ve yanında bi iki aburcubur daha aldık. (zorla aldırdım çünkü koşmamız gerekicekti köpeklere falan gofret atarız dedim içimden ne akılsa artık.) Tekelci sakallı içkici biri gibi duruyodu, o an bu adamın tipi çok da umrumda değildi. Zaten hayatım boyunca 2 kere falan alışveriş yapmışımdır bu tekelden.
Dönüş yolu… evet tekel ve mezarlık arası hiçbişey olmadı fakat sitemler söylentiler arttı, V titriyodu artık ve ben ile Ğ’nın şarjı bitmişti. Ayrıca deli gibi çişim de vardı artık. (ulan gpsle falan da bulamıcaklar simdi bize bisey olursa falan diye düşündüm.) köşeyi döndük ve pazaryerinin içinden gittik, pazaryeri dediğime bakmayın açık bölümü ve kapalı bölümü var ve çok büyük bi yer değil. Kapalının ışıklandırması iyiydi ve foto çekilmeye karar verdik. Evet yeteri kadar gergin değilmişim gibi kasıntı birkaç pozla foto çekilip yola devam etmeden önce artık zamanı geldi dedim içimden.
“Beyler bi dakika, şu göbekte gelirken fennna büyük bi köpek sürüsü gördüm. Lütfen dikkatli dönelim ve panik yapmayalım.” dedim. Herkesi paniğe sokmak istemiyordum “Çok muydular” dedi V, “yok ya fazla değillerdi de yüzlerine falan bakmadan geçelim peşlemesinler” dedim. Onların merak ve tırsma dolu ifadeleri yüksek oranda dinmişti ve tehlikenin farkında olmuşlardı, bu benim için bi başarıydı.
ilerledik… 2. meydan’a (göbek) gelmiştik ve görüş açımız arttıkça göbeğin arka tarafında beyaz gri siyah tonlarında 15 köpek görmüştük. Gözüme az gelmişlerdi ve bu beni rahatlatmıştı. Fakat mesafe gayet yakındı ve köpekler harekete geçip koşarlarsa 2 snde falan yakalarlardı bizi. Ğ sessizce “mına koyiyim hani azlardı” diye mırıldandı. “şşş” dedim, ortamı iyice gerdim 3 kişi birbirimize yapıştık, sadece yere bakıyorduk, eminim dışardan o kadar komik duruyordur ki, patronu tarafından azar işiten 3 çalışan gibi yürüyorduk. Dipdibe olduğumuz için herkes titriyordu, hissediliyordu. Kalp atışlarım 3 katına falan çıkmıştı. Köpeğin biri sürekli bize dik dik bakıp “hrrrr” “hrav” bu tarz hafif, minik uyarılar veriyordu. Ama bu uyarılar bizim sadece tedirginliğimizi ve titrememizi arttırıyordu. V hem soğuktan hem de korkudan titriyodu, sağa sola sallanıp duruyordu.
Ve geçmiştik onları, ama hala arkamızdalardı ve kolları öne doğru çıkmıştı. Turan taktiği oluşturuyorlardı kafamı çevirip baktığımda, güvenli mesafe oluştuktan sonra hızlıca “ananı sikiyim koş” dedim ve herkes bu komutu bekliyomuş gibi harekete geçtik, o kadar hızlı koşuyorduk ki, usain boltla falan yarışırdım muhtemelen. Arkama baktım biraz koştuktan sonra…. GELİYOLARDI. Boşluğa bir anneye küfür daha patlattım bağırarak. (beni net tanımışlardır bağırınca zaten köyde herkes herkesi tanıyo amk, yani korkmakla kalmayıp köydeki itibarım da zedelenmiş olabilir.)
ATLATMIŞTIK. Ve evden önceki son yokuşa girmeye az kalmıştı. Kimse hala konuşmuyodu ve ses bile çıkarmıyordu, atlattıktan sonra bir yerde durdurdum herkesi ve nefeslendik. Herkesten “olum çok korktum/altıma sıçtım” gibi cümleler döküldü istemsizce. Ama bilmiyorduk ki son seviyeyi henüz geçmemiştik.
Yüzme bilenler bilir, eğer yüzüp çıktıktan sonra dinlenip tekrar suya girerseniz temponuz, kondisyonunuz, performansınız düşer. Hani gözüme az gözüktüler demiştim ya, işte amına koyduklarım bölünmüş ve devriyeye gitmişler. Son yokuşun önünde sağ tarafta 2, sol tarafta 2 olmak üzere 4 köpek vardı, artık ordan geçmek zorundaydık. O yavşakları gösterip “beyler…” dedim. “Koşucaz.” herkes kafa salladı. (Atatürk vibe’ı aldım kendimden böyle ikonik kararlar verirken hosuma gitmisti yalan yok.)
(durum bilgisi; altıma işemek üzereyim, V ellerini oynatamıyo ve bacakları donmuş durumda, Ğ şarjı da bittiği için artık gerçek hayattaydı, oldukça tedirgindi ve poşetleri taşıyodu.)
KOŞUYODUK… ama bacaklarım götüme falan değiyodu yani öyle bi koşuş, telefonu koyucak cebim de yoktu elimde hem onu sıkıca tutmaya odaklanmıştım hem de koşuyorduk. V’nin ayağında parmak arası terlik varken nasıl benden hızlı koştuğu hakkında hiçbi fikrim yok.
(Bilirsiniz köpeklerden korkmamak falan gerekir peşlememeleri için, önceki geçişimizdeki uyguladığımız taktiği yapmalıydık yani, ama kimsenin bi tane daha gerginlik seli kaldırıcak psikolojisi yoktu ve direkt olarak koşmaya karar kılmıştık son düzlük olduğu için de aynı zamanda.)
Arkama bile bakmadım, ama seslerden bi köpeğin kıçımın dibinde olduğu aşikardı ısırdı ısırıcak diyordum ki, yokuş gelmişti, ivmem artmış ve köpek hırıltılarının sesi azalmıştı, hissediyodum, evin avlusuna gelmiştik sert bir şekilde dönmeliydik. Ğ artık nasıl hızlandıysa fena bi şekilde kayıp hafif düşmüştü, kaldırıp havaya geri fırlattım onu panikle.
EVE GIRDIK. HERKESIN GIRMESINI BEKLEDIM. KAPIYI ÇAT DİYE VURDUM. KİLİTLEDİM.
Tuvalete koştum, tüm mesanemi boşalttım, abartmıyorum 3 dk işemişimdir durdurulamaz bir şekilde. Ardından herkes olayın şokuyla kendini salondaki koltuklara atti 5 dk boyunca nefeslendik. O sırada herkes “OLUM (nefes çekme sesi) ÖDÜM BOKUMA (hiiiiğhh*) KARIŞTI AMK”) gibi primatımsı cümleler kuruyorduk.
Bitmişti, herkes bi kahkaha patlattı kendince sebeplerden (örn; olum V nin koşuşu puhahahhaha) falan filan sabaha kadar konuştuk, yaşadığımız adrenalini falan anlattık. İnanır mısınız bilmem fakat muhabbetten nescafeyi yapmayı unutmuştuk ve bunu sabah farkettik. Muhabbetten sonra herkes bayılmıştı bile.